Yazar: Öğretim Görevlisi Yusuf Bahadır Kavas 2019 Aralık ayında başlayan ve salgın niteliği kazanarak tüm Dünya’yı etkisi altına alan virüs, ülke ekonomilerini derinden sarsmaya başlamış, ülkelerin aşırı borçlanmalarına neden olmuştur. 2008 yılında Amerika’da başlayan ve Dünya’yı sarsan ekonomik krizin etkisinden kurtulup toparlanma belirtileri gösteren ülkeler, bir anda böyle bir salgının etkisi altında kalmıştır. Devletler bütçelerini denkleştirmek, bütçe açıklarını finanse etmek, olağanüstü durumlardaki harcamalarını karşılamak, büyük yatırımlarını finanse etmek amacıyla özel sektörden veya yabancı devlet ya da kuruluşlardan borç alarak bu ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu şekilde ülkelerin kamu borcu artmaktadır. Kamu borcunuzun …
Devamını oku »Türkiye’nin ve Japonya’nın Tüketim Alışkanlıklarının Karşılaştırılması ve Etkileri / Yazar: Öğr. Gör. Yusuf Bahadır KAVAS
Japon ekonomisi 2. Dünya savaşından çıkmış olmasında rağmen Dünya’nın önde gelen ekonomilerinden birisidir. Kişi başına düşen milli geliri 40.000$ civarında, işsizlik oranı %3, istenilmeyen bir durum olsa da enflasyon oranı ise %1 seviyelerindedir. Japonlar ikinci Dünya savaşından sonra ağır bir yenilgi yaşamalarına rağmen nasıl oldu da ekonomik ve teknolojik güç haline geldi? Akıllara gelen ilk soru bu olsa gerek. Japonlar 1980’li yılların sonuna kadar devlette tek başına iktidar, güçlü bir bürokrasi ve büyük şirket grupları ile özel sektörün girmeye cesaret edemeyeceği projeleri yapmışlar ve halen Dünya’nın en büyük üçüncü ekonomisine …
Devamını oku »TÜRKİYE’DE FİNANSAL OKURYAZARLIK GERÇEĞİ VE ALINABİLECEK ÖNLEMLER / Yazar: Öğr.Gör. Yusuf Bahadır KAVAS
Finansal okuryazarlık bireylerin tasarruf ve tüketim dengesini kurabilmeleri, doğru yatırımlara yönelmeleri ve kendi bütçelerini yapabilmeleri için herkeste olması gereken oldukça önemli bir gerekliliktir. Dünyada finansal okuryazarlık düzeyinin ölçülmesi için 2015 yılında 148 ülkede 150.000’den fazla kişiye FINLIT(Financial Literacy) adı altında yapılmış bir çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaya göre en yüksek finansal okuryazarlık düzeyine sahip ülkeler arasında İsveç, Norveç, Avustralya, Kanada, Hollanda, Danimarka ve İngiltere yer alırken Türkiye 24 puan alarak Özbekistan, Vietnam, Sudan ve Tayland’ın bulunduğu en alt sıralarda yer almaktadır. Finansal okuryazarlık puanının bu kadar düşük olması bu konunun Türkiye için üzerinde …
Devamını oku »Japonlar Bizi mi Uyutuyor?
Pek haz etmesem de ara sıra internet haberlerine göz atarım. Yarı baygın ve uykuya amade gözlerle yine böyle bir eylem içerisindeyken Hürriyet haber sitesinde bir haber başlığı bir anda ilgimi çekti ve hemen haberin detayına dikkat verdim. Haberin başlığında “Uyuyan çalışana prim müjdesi” yazıyordu. Acaba sayfalarda gezinirken ansızın uykunun tatlı kapılarından geçip rüyalar aleminde sörf yapmaya mı başlamıştım? Hayır zannetmem. Eğer öyle olduysa bu yazı da gerçek değil ve korkarım ki bu yazıyı okuyabiliyorsanız siz de şu an rüyadasınız demek olur bu. Kuvvetle ihtimal hepimiz şu an uyanığız. Ama uyanık …
Devamını oku »Yeniden Merhaba!
Kıymetli okurlarımız, uzun zamandır yazmadık, yazamadık. Sebebi ne olduysa oldu, araya yıllar girdi ama her zaman aklımızın bir köşesinde sizlerle tekrar buluşmak vardı. En azından öyle anımsıyorum. Zaman bir tren katarı gibi vagon vagon çekerken ömrümüzden yılları meğer bizler de istasyonun bir köşesinde türlü hayallere ya da gailelere dalıp gitmişiz. Sitemizin güçlü kalemi ve kadim dostum Oğuz Erkol’le takrar kolları sıvayıp blogumuzu tekrar ateşlemeye karar verdik. Zaten Oğuz arkadaşımız uzun bir süre tek başına göğüsledi sitemizin yükünü. Ben ise baya bir süre uzaklaştım blog yazarlığından. Ekonomi hakkında yazmak bana göre …
Devamını oku »Piyasalarda Son Durum
Küresel piyasalarda son derece önemli gelişmeler olmakla birlikte artık resmin daha net okunmaya başladığı ve belirsizlik nispeten azaldığı bir döneme gidiyoruz. ABD’de mart ayı için faiz artışı olacağı kesin, cevabını arayan sonra bu yıl içerisinde kaç faiz artışı yapılacağı. Diğer tarafta Avrupa’da enflasyonun ilerleme sinyalleri verdiği ve deyim yerindeyse Kıtanın üzerindeki ölü toprağını attığını görüyoruz. Gelişmiş ekonomilerde olumlu seyir devam ederken, onları takip eden gelişmekte olan ülkelerde sorunlar gün geçtikçe daha da gün yüzüne çıkıyor. Çin ekonomisi borçluluk sorunuyla mücadele ederken, Rusya ve Brezilya uzun süredir resesyonda. Hindistan daha geniş …
Devamını oku »M&A’de Kim Ne Kadar Kazanıyor?
Geçtiğimiz yazılardan birinde (bkz. Parasal Çılgınlık Dönemi) gelişmiş ülke merkez bankalarının borçlanma maliyetlerini düşürmesinin şirketlerdeki karar alıcılar için birleşmeler ve satın almalar konusunda nasıl bir motivasyon aracı olduğundan bahsetmiştik. Dolayısıyla son zamanlarda şirketler için en stratejik hamlelerden biri olan bu finansal işlemlerin arttığını görüyoruz. Bu artış aynı zamanda yatırım bankacılığı ve hukuk danışmanlığı gibi alanlarda da pek çok iş olanağı oluşturuyor ki zaten yatırım bankalarının bu işlerden ne kadar büyük paralar kazandıkları gündemde uzun zamandır yer teşkil etmekte. Peki gerçekten de bu işte kim ne kadar kazanıyor? Son derece büyük …
Devamını oku »Kamu Harcamaları Ekonomileri Kurtarır Mı?
İktisadi düşünce tarihi, dünya ekonomisini ve hatta pek çok siyasi olayı etkilemiştir. Kamu gücünü ekonomi için büyük itici güç olan Keynesçi görüş, nasıl önemli değişikliklere yol açtıysa, Friedman’ın piyasa temelli bakış açısı ekonomileri etkilemiş ve gerekli siyasi dönüşümlerin de sağlanmasıyla birlikte dünya ekonomisini daha entegre hala getirerek küresel huzur ve refahın artışına tartışılmaz şekilde sağlamıştır. Bugün özellikle kamu harcamaları ve borçluluk oranı ekonomileri içinde önemli yere sahip kıta Avrupası ve Japonya haricinde, gelişmiş ülkelerin krizden büyük ölçüde çıkmış olmasına rağmen kamu harcamalarının hala ilaç olarak görenler var. Mesela bunlardan biri …
Devamını oku »Seçim Yılında Fed Faiz Artırır mı?
Yıllardır ekonomik gündeminin tepesinde merkez bankasının yaptıkları ve yapacaklarıyla kalmayı başaran ABD, bu yıl bir madde ile daha birlikte daha da yoğun konuşulmakta: Seçimler. ABD seçmeni 8 Kasım günü Clinton ile Trump’tan birini başkan olarak seçecek. Piyasalarda konuşulan bir konu da seçim döneminde faiz artışının yapılıp yapılmayacağı ki bu soru sorulunca zihinlerde ilk olarak seçim öncesinde böyle bir şey yapılmayacağı şeklinde bir cevap beliriyor. Öyle mi? 1980’den bu yana bakarsak faiz artış kararlarının yüzde 60’ı seçim yıllarında verilmiş ki seçimlerin dört yılda bir tekrarlandığını düşünürsek normal dağılım olsaydı bu oranın …
Devamını oku »Bankacılık: QE’den Önce, QE’den Sonra
Geçtiğimiz yazıda gelişmiş ülke merkez bankalarının küresel ekonomik krizle karşı karşıya kaldıktan sonra yürütülen para politikalarının ekonomilerde yol açtığı komplikasyonlardan bahsedip bunun yeni ekonomilere ve klasik portföy yöneticiliği anlamında varlık dağılımının sektöre bazda nasıl olması gerektiğine değinmiştir. Bugünde klasik anlamda bankacılık üzerine etkilerini irdeleyeceğiz. 2008’de yaşadığımız kriz esasında kökeni finans sektöründe olan bir krizde ve bankalarınızın krizle yüzleşmesi gerektiğinde onları kurtarmak için yapabileceğiniz en iyi şey bilançolarını likit tutmalarını sağlamaktır. Bu açıdan bakıldığında, iktisadi tarihin tuhaf bölümü diye tanımlayabileceğimiz parasal genişleme çağı başarılı oldu ve bankaların likit kalmasını sağladı. Tabi …
Devamını oku »