Amerikan ekonomisine yönelik en büyük tehdit olarak algılanan mali uçurum (fiscal cliff) şu an için Şubat ayına kadar atlatılmış görünüyor. Şov işini çok iyi yapan Amerikalılar mali uçurum konusunda da uzlaşmaya varmayı yılın son saniyelerine bıraktı ve piyasalar geçici olarak rahat bir nefes aldı. Bu yazıyı yazmakta olduğum sırada Dow Jones, S&P 500, Nasdaq ve Russell 2000 endeksleri en azı %1,6 olmak üzere artıda. Barack Obama‘nın bu performansı epik bir Hollywood yapımına konu olabilir.
Uzun vadede Amerikan ekonomisini görünümü bence hala kırılgan. Mortgage piyasasında faiz oranlarının düşmesinin getirdiği konut talebi fiyatların artmasına sebep oldu fakat bunun resesyonda çıkış sinyali mi yoksa ikinci bir dip sinyali mi olduğu konusundaki şüphelerimi önceki kıyamet senaryomda belirtmiştim. Şimdi farklı bir senaryo yazacağım.
Bu arada konut piyasasında bahsetmişken ABD’de saatlik ücretler, enflasyon düzeltmesiyle birlikte hala çöküş dönemlerine yakın. İşsizlik rakamı hızla düşüyor fakat sağlanan istihdamdan beklenen gelir artışına ve tüketim harcamasına ulaşıldığını söylemek bu verilerle imkansız.
Küresel görünüme ait güzel bir kıyamet senaryosu da yine Zerohedge‘den geldi. Şimdi aşağıdaki iki grafiği dikkatli bakıyoruz.
2002-08 arasındaki para politikalarının yaşanan küresel krize giden yolun taşlarını nasıl döşediğinden epey bahsettik. Bu kez ise geçmişteki verilerden faydalanıyoruz ve derin ekonometrik verilere boğulmadan basit bir şekilde elde edilecek iki finansal veriyi öncü gösterge olarak kullanıyoruz.
Dört büyük merkez bankasının bilanço büyüklüğü (Fed-Federal Reserve, ECB-European Central Bank, BoJ-Bank of Japan ve PBoC-The People’s Bank of China) altın fiyatlarıyla gösterdiği korelasyona bakıyoruz ve iki değişken arasında banka bilançoları lehine olan hızlı ıraksamanın krizle sonuçlandığını görüyoruz (üstteki grafik). Krizin yaşandığı dönemden bu yana geçmiştekine benzer eğilimin de içinde bulunduğumuz zaman diliminde eskisi kadar şiddetli olmasa da tekrar başgösterdiğini ise alttaki grafikte görüyoruz.
Bu arada bütün merkez bankalarının gevşek para politikalarını sürdürdüğünü de belirtelim.
Çizdiğim bütün bu olumsuz tabloya rağmen özellikle Çin ve ABD’den üretim tarafında olumlu veriler de gelmeye devam ediyor.