Son zamanlardaki yazılarda genellikle küresel ekopolitik gelişmelere odaklandığımızdan tek tek finansal enstrümanları inceleme fırsatımız olmadı. Bu sessizliğimize altın fiyatlarını irdeleyerek sonlandırıyoruz.
Günün önemli haberlerinden biri Marc Faber‘in piyasalar hakkındaki yorumlarıydı. Ünlü yatırımcı yaptığı açıklamada altın dışındaki bütün enstrümanlarında fiyatlamasında aşağı yönlü hareketler beklediğini kendine has esprili diliyle bizlere aktardı.
Genel hatlarıyla bakarsak altın fiyatları ons için $1.450-$1.200 aralığında sıkışmış durumda. Papatya falından farkı olmadığına inandığım bazı teknik göstergeler altın fiyatlarının yukarı yönde hareketlenebileceği tezini destekler nitelikte olmakta birlikte sahip olduğum piyasa içgüdülerinin Faber’inkilerle paralel olduğunu sözlerime ekleyeyim.
Bazı önemli haberler de altında yukarı yönlü hareketler görebileceğimizi gösteriyor. Dünyanın altın talebi konusunda ellerine su dökülemeyecek olan iki ülkesinden biri olan Hindistan’da iç pazarda altın ons başında ortalama 120$ primle alıma ve satıma konu oluyor. Diğer bir deyişle, iç pazardaki fiyatlama küresel piyasalardan tamamen kopmuş durumda. Bunun sebebi elbette ki iç talebin altın ithalatı ile karşılanamaması ki bu da önümüzdeki zaman diliminde ithalatta bir patlama yaşanmasına sebep olacaktır. Öte yandan bu ay içerisinde gelmesi olası yeni vergi uygulamaları ise altın talebini köstekleyebilir.
Yukarıdaki grafiklerden ilkinde görüldüğü üzere 4 büyük merkez bankasının bilançosu büyümeye devam ediyor (Fed, ECB, Bank of England, Bank of Japan). Dahası bu hafta içerisinde ECB’den beklenen bir faiz indirimi ve yıl sonuna kadar gelmesi olası bir LTRO müdahalesi var. Bu noktada piyasaların bir numaralı kuralının çalışıp oluşan bol likiditenin emtiaları ve Avustralya Dolar gibi para birimlerini desteklemesi olası.
Altın için bir tehdit Fed’in programı yavaşlatması olabilir ki esasında bu sadece kısa vadeli irrasyonel bir şok yaratacaktır. Eğer Fed bilançosu ile altın arasında mutlak akılcı olmasa da bir korelasyon kuruluyorsa (ki piyasa bunu yapıyor), Fed’in programı yavaşlatması ile birlikte bilançonun büyümeye devam edeceğini, sadece büyüme hızının yavaşlayacağını göz önünde bulundurmak istiyor. Bu durumda piyasanın kurduğu korelasyon altın fiyatlarında ivme kaybeden bir artışın gerçekleşmesi gerekir.
Çin Merkez Bankası bilançosu irdelendiğinde de varlıklarda bir büyüme görülüyor ve varlıklar içinde yer alan rezervlerin kompozisyonu içerisinde eğilimin altın gibi emtiaların lehine, dövizin ise aleyhine olduğu görülüyor.
Bence çok önemli olan diğer bir temel gösterge ise altın onsunun çıkarma maliyetinin 1.000$-1.200$ arasında değişiyor olması. Buralarda oluşacak fiyatlamalarda üreticilerin arzı düşürmesi ve düşen arzın talebi karşılayamaması sonrası fiyatların tekrar yükselmesi olası. En üstte teknik göstergelerinde belirtildiği grafikte de altının 1.200$ altında dip oluşturduğunu görebiliyoruz.
Kısacası, orta vadede altının şu andaki seviyesinin çok da altında olacağını düşünmüyorum.
Bugüne kadar altın fiyatları hakkında yaptığım başarısız yorumları ise buradan okuyabilirsiniz.